Tahta çıktığımda zaten sıkıntılı olan imparatorluğun vaziyeti, Rus harbi başladıktan sonra daha da fenalaşmış, tam bir kargaşalık içine düşülmüş; kimse aradığını bulamaz? , kimse soğukkanlılığını muhafaza edemez hale gelmişti. Bu çok sıkıntılı bir zaman olmuş, kendimi terkedilmiş, yapayalnız hissetmişimdir. Harp bittikten sonra her şey daha da beterleşmiştir.
Devletimizin itibarını biraz olsun kurtarabilmek İçin Rus taleplerinin (Ayastefanos anlaşması) Berlin'de tekrar gözden geçirilmesi hakkını güçlükle elde ettim. Bu harp sırasında, kumandanlarımızın dirayetsizliği, bir çok yüksek rütbeli memurun satılmışlığı. muharebede yenilmemiz ve İmparatorluğumuzun bir kısım topraklarının kaybetmiş olması ruhî bir çöküntüye sebep olmuştur, bu tabiîdir. Fakat her şeye rağmen, Osmanlıların, kadere boyun eğme temayüllerinin bu derece tereddi etmemesi icap ederdi. Milleti, düştüğü yeisten kurtarmak imkânsız hale geldi. Hiç kimse rahatsız edilmek istemiyor; hiç kimse keyfinin bozulmasını istemiyor.
Herkes, her zaman olduğu gibi baştaki padişah ve müşavirleri icap edeni yaparlar diye düşünüyorlar.
Bu korkunç harp felâketinden sonra, etrafımdakilere cesaret vermek , milleti canlandırabilmek, herkesi üstüne düşen vazifeyi yapmağa teşvik etmek, bu suretle de memleketi bulunduğu yerden kaldırabilmek için elimden geleni yaptım.
Sultan Abdülhamid , Siyasi Hatıralarım , sf 64